Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD) programlarının ticari olarak kullanılması 1980’li yıllarda başlar. Ülkemizde yaygınlaşarak T cetvelinin yerini alması ise 90’lı yıllar. Bilgisayar teknolojisi geliştikçe ve ucuzladıkça CAD programlarının kullanımı ve yetenekleri de buna paralel olarak gelişti. Tasarım alanında bir devrim olan CAD programları, şimdi yeni devrimin bir parçası olmak durumunda. Tasarım artık dört, beş hatta altı boyutlu, CAD programları bunun ilk üç boyutunu sağlamaya devam ediyor ama diğer boyutlarla da uyumlu olmak koşuluyla.
Peki nedir bu BIM? Temel olarak tasarlanan yapının bilgisayar ortamında sanal bir kopyasının oluşturulması ve yapı yaşadığı sürece yani ekonomik ömrünü tamamlayıp yıkılana kadar sanal kopyasının da yapı ile birlikte yaşaması diyebiliriz. Building Information Modeling'in kısaltması olan BIM'im tasarıma sağladığı faydalar ise olağanüstüdür. Proje yönetimi süreçlerini anlatmak için hepimizin bildiği efsane bir ağaçta bağlı salıncak çizimi vardır, hani müşterinin istediği, mimarın çizdiği, ustanın yaptığı diye devam eden ve en sonunda hiçbir işe yaramayan bir ucubenin ortaya çıktığı çizim. BIM uygulaması tam burada devreye girer ve sürecin her aşamasında, projenin tüm paydaşlarının birbirini anladığını garanti etmek için kullanılır.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi BIM hedefi tasarımı dördüncü boyut ve ötesine taşımaktır. İlk üç boyutumuz CAD programlarındaki X, Y ve Z eksenleridir. Ama standart bir üç boyutlu CAD çizimi BIM için yeterli değildir. Üç boyutlu çizimleri akıllı nesnelere dönüştürmek gerekir. Tasarımdaki noktalar, çizgiler ve yüzeyler bir araya gelerek nesneleri oluşturmalı, sonra da her bir nesne özelliklerinin tanımlandığı bir veri tabanına sahip olmalıdır. Her bir akıllı nesne artık nokta, çizgi ya da yüzey değil; duvar, kapı, pencere, boru, kanal, kablo …. bir yapı tasarımında neye ihtiyacımız varsa odur.
Akıllı nesneler kullanılarak, tasarlanan yapının sanal bir kopyası oluşturulur. Ve her bir akıllı nesne bu sanal kopya içinde nerede olduğunu ve görevini bilir. Akıllı nesnelerin özelliklerinin kayıtlı olduğu veri tabanında kullanım kuralları da kayıtlı olacaktır, dolayısı ile kuralına uygun olmayan tasarım yapılamayacaktır. Örneğin üç boyutlu çizilmiş bir yangın detektörü akıllı nesneye dönüştürüldüğünde kendisinin yangın detektörü olduğunu bildiği gibi çevresindeki diğer akıllı nesnelerin duvar, kiriş, aydınlatma armatürü veya havalandırma menfezi olduğunu da bilecek. Veri tabanında her bir akıllı nesne ile arasında ne kadar mesafe olması gerektiği kayıtlı olduğundan, tasarımda konulduğu noktadan diğer akıllı nesnelere olan mesafe hesaplanacak ve uygun olmayan durumlar konusunda tasarımı yapan bilgilendirilecektir. Tasarımın tüm paydaşları akıllı nesneler kullanarak aynı platform üzerinde çalıştığında sıfır hata ile iş yapmak mümkün olacaktır. Günümüzün bilgisayar teknolojisi ve iletişim imkanları ile bunu sağlamak gayet kolay.
Sanal dünyada birlikte çalışmak paylaşılacak bir veri tabanı var ise mümkündür. Dördüncü ve sonraki boyutlar da akıllı nesne veri tabanlarının diğer disiplinlerin veri tabanları ile entegre edilmesi sayesinde oluşmaktadır ve kaç boyutlu olacağı size bağlıdır.
Birkaçını burada sıralayalım: Bir proje yönetim programı ile entegre ederek zamana bağlı projenin ilerleyişi görselleştirilebilir. Artık proje ilerleme zamanlarını bildiğimize göre hangi malzemeye ne zaman ihtiyaç duyacağımızı da biliyoruz demektir. Finans yönetim programını da entegre ederek hangi tarihte ne kadar paraya ihtiyacımız olacağını da öngörebiliriz. İnsan kaynakları yönetim programına entegre ederek, ne zaman hangi özelliklerde kaç personele ihtiyacımız olacağını da öngörebiliriz. Proje bitiminde işletme yönetim yazılımına entegre ederek operatörün binayı üç boyutlu grafikler üzerinden gerçek zamanlı yönetmesini sağlayabiliriz. Proje yönetimi, finans, insan kaynakları ve işletme programlarını entegre ederek tasarımımızı 7 boyuta çıkardık.
Kurduğumuz Bina Otomasyon ve Yönetim Sistemleri »